Türkiye’de kafirlik önce mushafa saygısızlık ile başladı. Raflarda tozlanma hilesiyle başladı. Sen oku amel et kağıda saygı göstermek gereksiz dendi.
Sonra mezhepsizlik, hadis inkarcılığı, tarihselcilik, deist ve ateist olup Haviyeyi boyladılar ki, bu cehennemin en altı ve en dibi. Evet, İslam ülkesinde kafir olan adam ortalarda kalmayacak cehennemin yedinci derekesine düşecek.
O halde fitneyi başında ezmek için raflardan bir mushaf alın, öpüp kalbinize bastırın.
Bunu çocuklarınız görsün ve: “Babamın öpüp alnına koyduğu bu kutsalın başımın üstünde yeri var.” desin.
Mushafı öp, alnına koy. Sarıl, kalbine bastır.
Bunu gören evladın kutsalını unutmaz.
Zemzemi kana kana içemeyen ve mushafı öpüp alnına koymamakta direnen adamda münafıklık vardır.
*Padişahı seven köylü, sarayın duvarını öpüyor.
Sevmeyen düşman adam, saraya ayak uzatıyor.
Sarayın duvarı, köylü için Sultan’ın eli mesabesindedir.
Mushafı öpen kimsede muhabbetullah vardır.
Hacerü’l Esvedi öpemesen de üzülme.
Evinde mushafı şerif var.
Kur’an’ı yüksek raflara koymayın diyen cahil kendi diplomasını çerçeveletip duvarına asıyor.
Şimdi mushafı al, öp ve en yüksek rafa koy. Herkes ona kafasını kaldırıp baksın. Hiç şüphen olmasın, İblis üzülecektir.
*Mushaf kağıt parçası değildir.
Kadın et parçası değildir.
Savaşa giderken kadın ve mushaf götürülmez.
Bayrak da asla bez parçası değildir.
*İnsanın tabiatında var. Manayı mücessem görmek ister.
O yüzden Kabe Allah’ın evidir. Hacerül esved öpülür. Mushaf öpülür. Somutlaşmayan manalar kalıcı olmaz.
Her yere Mushafın resmini ve sembollerini dikelim.
Sanayi bölgesine çekiç, tarım bölgesine başak, okullara kalem, medreselere rahle anıtı dikelim.
(Cevher İnci Altın)
Abdullah ÖZTÜRK








Bir Cevap Yazın