İbn Ebi’d-Dünya dedi ki:
Buhtunnasr, iki aslanı ava alıştırdı. Sonra onları bir kuyuya bıraktı. Peşleri sıra Danyal’ı da üzerlerine bıraktı. Fakat onlar Danyal’a saldırmadılar. Sonra Allah, Şam’daki Ermiya peygamberi yiyecek ve içeceklerle Danyal’a gönderdi. Kuyunun başında durdular. Danyal: “Bu kimdir?” diye sorunca Ermiya: “Ben Ermiya’yım.” dedi. “Seni gönderen kimdir?” diye sorunca O da: “Beni sana Rabbim gönderdi.” diye karşılık verdi. Danyal’da şöyle karşılık verdi:
—Kendisini zikredeni unutmayan Allah’a övgüler olsun.
—Kendisinden dilekte bulunanın dileğine icabet eden Allah’a hamd olsun.
—Kendisine güvenen kimseyi başkalarına bırakmayan Allah’a övgüler olsun.
—İyiliğe iyilikle karşılık veren Allah’a hamd olsun.
—Sabra, kurtuluşla mukabelede bulunan Allah’a övgüler olsun.
—Dara düşünce sıkıntımızı gideren Allah’a hamd olsun.
—Amellerimiz hakkındaki zannımız kötüleştiğinde bizi koruyan Allah’a övgüler olsun.
—Gücümüz kalmadığında umudumuz olan Allah’a hamd olsun.
(İbn Kesir- el-Bidaye ve’n-Nihaye 2. Cilt, 68.- 69. Sh.)
İbn Ebi’d-Dünya’nın rivayetine göre Ebu Musa el-Eş’ari, Danyal’ın cesedini bulduğunda, etrafındakiler bu cesedin Danyal olduğunu söylediler. Bunun üzerine o da Danyal’ın cesedine sarılıp kucakladı ve öpmeye başladı. Bunu mektup ile Hz. Ömer’e bildirdi. Mektubunda Danyal’ın cesedinin yanında 10.000 dirheme yakın bir mal bulunduğunu da ifade etti. Borç olarak kendisine para lazım olan kimse gelip bu parayı alırdı. İade ederse ne ala, etmediği takdirde hastalanırdı. Ayrıca cesedinin yanında bir sandık da mevcut olduğunu mektubunda Hz. Ömer’e bildirdi. Hz. Ömer, cevabi mektubunda Ebu Musa’ya şöyle emir verdi: “Danyal’ın cesedini su ve sedir otuyla yıkayın, onu kefenleyip defnedin. Mezarı kimselerce bilinmesin. Malını da beytülmal’a devredin. Sandığı da bana gönderin. Yüzüğünü de size ganimet olarak verdim.” (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları)
Yunus b. Bükeyr, Ebü’l-Aliye’nin şöyle dediğini rivayet eder: “Tüster şehrini fethettiğimizde Hürmüzan’ın şahsi malları arasında bir kanepe gördük. Kanepenin üzerinde ölü bir ceset bulduk. Cesedin baş kısmının yanında bir mushaf vardı. Mushafı alıp Hz. Ömer’e getirdik. O da Kab’ı çağırarak bu mushafı Arapça’ya tercüme ettirdi. Araplar arasında o tercümeyi ilk okuyan ben oldum. Tıpkı Kur’an okur gibi onu okudum.”
Ebü’l Aliye’den rivayette bulunan Ebi Halid b. Dinar der ki: Ebü’l Aliye’ye dedim ki, o tercümede ne vardı? Dedi ki: “Sizin gidişatınız, işleriniz ve sözleriniz ile ileride vuku bulacak şeyler anlatılıyordu.”
Ona dedim ki: “İnsanlar onun cesedinden ne umuyorlardı?”
Dedi ki: “Kuraklık olduğu zaman, yağmur yağması için insanlar onu kanepesinin üzerinde dışarıya çıkararak yağmur duasında bulunuyorlar ve böylece yağmur yağıyordu.”
Dedim ki: “Siz o ölü adamın kim olduğunu biliyor musunuz?”
Dedi ki: “Danyal adındaki bir adamdır.”
Dedim ki: “Sizce o kaç seneden beridir vefat etmiş?”
Dedi ki: “300 sene önce vefat etmiştir.”
Dedim ki: “Onun vücudunda bir değişiklik olmuş muydu?”
Dedi ki: “Hayır, sadece başındaki tüyler değişikliğe uğramıştı. Yalnız peygamberlerin etlerini yer çürütmez. Canavarlar da cesetlerini yemezler.”
Bu, Ebü’l Aliye’ye ulaşan sahih bir senettir. Fakat onun asr-ı saadetten 300 sene önce vefat ettiği bildirildiğine göre o, peygamber değil de salih bir insandır. Zira Meryem oğlu İsa peygamberle Rasulullah (s.a.v.) arasında herhangi bir peygamber geçmiş değildir. Bu, Buhari’deki bir hadisin nassı ile sabittir. Hz. Peygamber (s.a.v.) ile İsa (a.s.) arasında 400 senelik bir zaman vardır ki, bu arada hiçbir peygamber geçmiş değildir. Buna fetret dönemi denmektedir. Bazılarına göre bu dönem 600 sene, diğer bazılarına göre de 620 sene olmuştur. Fakat bir rivayete göre vefatı, asr-ı saadetten 800 sene önce olmuştur ki, bu da Danyal’ın vefat tarihine yakın düşmektedir. (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları)
Ebu Musa el-Eş’ari, Tüster şehrini fethettiğinde Danyal’ı bir tabutta buldu. Tabutun içinde iken onun damarları atıyordu. Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Kim Danyal’ı bulursa, onu Cennetle müjdeleyin.”
Danyal’ı bulup gösteren, Harkos adındaki bir zattı. Ebu Musa, Hz. Ömer’e mektup yazarak durumu bildirdi. Hz. Ömer’de cevabi mektubunda şöyle diyordu: “Danyal’ı defnet, Harkos’u da bana gönder. Çünkü Peygamber (s.a.v.), onu Cennetle müjdelemiştir.” (İbn Kesir, El Bidaye Ve’n-Nihaye, Çağrı Yayınları)
(Bir Şahıs Bir Olay isimli kitaptan alınmıştır.)
Abdullah ÖZTÜRK








Bir Cevap Yazın