Farklı Bir Kitap

Categories: Genel

Akşam elime bir kitap geçti. İnananlar için çok faydalı bilgilerle dolu olduğunu gördüm. Gerçekten çok etkilendim. Kitabın özelliği, içindekileri uygulayınca kesin cennete giriyorsun desem abartmış olmam. Önünü aydınlatan, Allah’a yaklaştıran bilgiler var. Bu kitabı bilen kimse onu almak için bütün servetini gözünü kırpmadan verir. Ama kitapçıda gerçek değerinin çok altında bir fiyatla satılıyor. Kitabın bir özelliği de yazarının ismi kitabın üstünde yazılı değil. Kapağında sadece Kur’an-ı Kerim yazıyor.

Kur’an ve Belagat
Kur’an’ın belagatından ve az sözle çok mana ifade etmesinden dolayı cüzden bahseder, külliyet anlaşılır. Hafif olanın hükmünü bildirir, ağır olanın hükmü buradan anlaşılır.

-Zinaya yaklaşmayın diye emredilince, zina etmek evleviyetle haram olur.

-Anne ve babaya öf bile demeyin diye emredilince, haksızlık etmek, hakarette bulunmak, kötü davranmak, evleviyetle haram olur.

-Zulme en ufak bir meyil duymayın diye emredilince, zulmetmek, zalime yardım etmek veya taraftar olmak evleviyetle haram olur.

-Elbiseni temizle diye emredilince, bedenini temiz tutmak evleviyetle farz olur.

-Cinleri ve insanları bana ibadet etsinler diye yarattım, denilince, Beni bilsinler diye yarattım evleviyette kalır.

Kur’an’da Mecaz ve Müteşabih Ayetler
Müteşabih ayetlerin manası zahiri değildir. Te’vilini ise ancak Allah bilir. Al-i İmran suresi 7. ayette böyle bildirilmiştir. Müteşabih ayetler te’vil edilmez. Allah’a havale edilir. Mecaz ifade eden ayetler te’vil edilir. Mesela Bakara suresi 54. ayette “Nefislerinizi öldürün.” “Yani isteklerinizi öldürün.” manasınadır. Tevbe suresi 67. ayette “Onlar Allah’ı unuttu O da onları unuttu.” Yani “Rahmetten mahrum kalacaklar” manasınadır. Nahl suresi 26. ayette “Allah binaya temellerinden geldi.” Yani “Kudreti ve azabı onları evlerinde yakaladı.” manasınadır. Büruc suresi 20. ayette “Allah onları arkalarından kuşatmıştır.” Yani “Onun takdirinden kaçamazlar.” manasınadır. Bakara suresi 187. ayette “Şafağın beyaz ipliği siyah iplikten ayırd edilinceye kadar” Yani “İmsak girene kadar.” demektir. İşte bunlar mecaz ayetlerdir. Manası zahiri değildir. Manası zahiridir diye itikad etmek büyük hatadır. Müteşabih ayetler te’vil edilmez. Mecaz ayetleri ise te’vil etmemek caiz değildir. Te’vil edilmesi gerekir.

Kur’an Allah Kelamıdır
Kur’an; semavat ve arzdan ve ikisi arasında bulunanlardan bahsediyor. Güneşten, aydan, yıldızlardan, yeryüzünden, denizlerden, nehirlerden, dağlardan, hayvanlardan, bitkilerden, insanlardan bahsediyor. Ne kadar manidar! Ne kadar hikmetli! Madem bilerek bu kainatı yaratmış, nasıl ki “yapan bilir” öyle de; “bilen konuşur” hakikatiyle elbette konuşacak. Mutlaka bunları yaratan bunlardan bahsedecek ve sahip çıkacak. Farzet ki Kur’an, güneşten bahsetmese o zaman kafirler diyeceklerdi ki: “Kur’an’da konuşan Zat güneşi yaratmamış. Güneşe sahip çıkmıyor.” Bu durumda ne cevap verilebilir. Farzet ki hayvanlardan bahsetmedi veya bitkilerden. Bu ne anlama gelir?

Bir çocuk, hiç görmediği babasından bir mektup alır. Mektupta babası ona oturduğu evden, aldığı yiyeceklerden, verdiği elbiselerden bahsediyor. Çocuksa mektupta neden bilyelerinden, oyuncaklarından bahsetmediğini düşünüyor. Gereksizliği gerekli görüyor. Yanlış kanaati yanlış sonuçlara götürüyor. Halbuki baba çocuğuna öncelikle ehemmiyetli konuları anlatacak. Sana ev aldım barınman için, yiyecek aldım aç kalmaman için, elbise aldım üşümemen için diyecek. Seni düşünen benim. Sana sahip çıkan da benim. Herhalde demeyecek ki: “Ne güzel oyuncakların var, ne güzel bilyelerin var.” Baba baba gibi konuşacak. Kur’an’da Yaratanın, Yaratan olarak konuşması gibi.

Kur’an’ı Anlamak
Kur’an ayetleri, Allah’dan gelen mesajlardır. Gelen mektubun zarfına, puluna, kağıdına, bakıp da ne yazdığına ve manasına bakmamak, divaneliktir veya öğrenmek istemediği için kendini oyalamaktır. Kur’an’ın manasını bilmekle, farz ve haramları öğrenmemiz mümkün olur. Bunları bilmemiz ve yaşamamız Allah rızasını kazanmamıza vesile olur. O halde öncelikle yapmamız gereken, Kur’an’da emir ve yasak bildiren beş yüz ahkam ayeti öğrenmek ve yaşamaktır. Bunların hepsini bilmek ve uygulamak farz-ı ayndır. Yani her müslümana farzdır. Tefsirden ve fıkıhtan araştırıp öğrenilmesi farzdır. Haram ve helal bildiren beş yüz ayetten sorumluyuz. Bilmemek asla mazeret değil. Bilmeyen mazur olamaz. Hafız olmak, Kur’an’ın tamamını ezberlemek farz-ı kifayedir. Bazı müslümanlar ezberlerse diğerlerinden farz sakıt olur. Her müslümana Kur’an’ın arabça metninden ezberlemesi lazım olan en az miktar, bir Fatiha ve iki kısa suredir. Bu kadarı namaz için yeterlidir.

*Kur’an ölçüdür. Rahat okuyorsan bil ki halet-i ruhiyen sıhhat ve selamettedir. Eğer zor ve sıkıntılı okuyorsan bil ki halet-i ruhiyende bozulma var. Ruhen rahat değilsin.

(Yol isimli kitaptan)

Abdullah ÖZTÜRK

Bir Cevap Yazın