Kabir Ziyareti

Categories: Namaz

Bir erkeğin ölen hanımının kabrini sürekli (her gün veya 2 günde bir) ziyaret etmesi ve kabrin başında Kur'an okuması caizmidir.

2 Responses to "Kabir Ziyareti"

  1. ibrahim Posted on 18 Aralık 2012 at 12:05

    Hanefi alimleri Kabir ziyaretinin caiz olduğuna hükmetmişlerdir. Bu meselede müteaddit hadisler vardır.
    Abdullah İbn-i Mesud’un rivayetine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Ben sizi kabirleri ziyaret etmekten men etmiştim. Bundan sonra kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü şüphesiz kabirlerin ziyareti, dünyayı küçümsetir ve ahireti hatırlatır.” (İbni Mace, Cenaiz: 47.)
    Hz. Ali’den (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sizi kabirleri ziyaret etmekten menetmiştim. Artık kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü kabirler size ahireti hatırlatırlar. Fakat fahiş (çirkin) konuşmayın! (İmam Ahmed, Ebu Yala)
    Abdullah bin Ebu Müleyke’nin rivayet ettiği şu hadis de caiz olduğunu gösterir:
    “Hz. Aişe (r.a.) bir gün mezarlıktan dönüyordu.
    “Ben ona, ‘Ey mü’minlerin annesi! Nereden geliyorsunuz?’ diye sordum.
    “Kardeşim Abdurrahman’ın mezarını ziyaretten geliyorum’ dedi.
    “Ben, ‘Rasulullah (s.a.v.) mezar ziyaretini yasaklamamış mıydı?’ diye sordum.
    “Evet, Rasulullah (s.a.v.) mezar ziyaretini yasakladı, ama daha sonra emretti’ buyurdu.” (Sünen-i İbn-i Mace Terceme ve Şerhi, 4: 439.)
    Rasulullah (s.a.v.)’in ilk zamanlarda kabir ziyaretini yasaklamasının sebebi: İslamiyet tevhid akidesini getirmiştir. İslamiyet’ten önce Arap yarımadasında putlara tapılıyor, kabirlere secde ediliyordu. Yahudiler ve hıristiyanlar da aziz saydıkları kimselerin kabirlerini ibadet yeri haline getirmişlerdi. İslam dinini yeni kabul etmiş olanlar bu alışkanlıklarını tekrarlar endişesiyle kabir ziyaretini yasaklamıştı. Daha sonraları bu sakınca kalkınca kabir ziyaretine izin verdi.
    Kabirde Kur’an okumak ise Hanefi mezhebine göre caizdir.
    Ziyaretçi, “Esselâmu aleykum dâre kavmin mu’minîn. Ve innâ inşâallah bi kum lâhikun.” der. Ve Yasin-i şerifi okur. Çünkü hadisi şerifte şöyle buyurulmuştur: “Her kim kabristana girer de Yasin suresini okursa, o gün Allah kabirlerdekilerin azablarını hafifletir. Okuyana, oradakilerin sayısınca sevap verilir.” Bahır. (İ. Abidin 3. Cilt, 502.- 503. Sh.)
    *Bir hadiste, “Her kim ihlas suresini on bir defa okur da sevabını ölülere bağışlarsa, kendisine ölülerin sayısınca ecir verilir.” buyurulmuştur. (Darekutni) (V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslam 3. Cilt, 90. Sh.) (İ. Abidin 3. Cilt, 502. Sh.)
    *Molla Aliyyü’l- Kari’nin Lübab şerhinde de şöyle denilmiştir: “Kur’an’dan kolayına geleni, Fatihayı, sure-i Bakaranın baş tarafını “muflihûn”a kadar; ayet-el-kursiyi, âmenerrasûluyu, Yasini, Tebareke, Tekasur surelerini ve İhlası oniki veya onbir, yahud yedi veya üç defa okur. Bundan sonra, “Ya Rabbi! Okuduğumuzun sevabını fulana veya burada yatanlara ulaştır!” diye dua eder.” (İ. Abidin 3. Cilt, 503. Sh.)
    Şafiilerin müteehhirin ulemasının beyanına göre, meyyit huzurunda ise okunan Kur’an ona ulaşır. Keza hemen Kur’an’ın arkasından dua ederse gaip bile olsa dua ulaşır. Murad, meyyitin, Kur’an’dan istifadesidir. Sevabın hasıl olması değildir. Bize gelince: meyyite ulaşan bizzat sevaptır. (İ. Abidin 3. Cilt, 504. Sh.)
    *İbn Hacer Mekki’ye “Bir kimse bütün kabristandakiler için bir fatiha okusa, sevabı onlara taksim edilir mi yoksa her birine bütün birer fatiha sevabı mı verilir?” diye sorulmuş da “Ulemadan bir cemaat ikinci ile (bütün birer fatiha sevabı ile) fetva vermişlerdir. Fadıl ve keremin bolluğuna yaraşanda budur.” cevabını vermiştir. (İ. Abidin 3. Cilt, 505. Sh.)

  2. abdullahozturk Posted on 18 Aralık 2012 at 14:03

    Hanefi alimleri Kabir ziyaretinin caiz olduğuna hükmetmişlerdir. Bu meselede müteaddit hadisler vardır.
    Abdullah İbn-i Mesud’un rivayetine göre Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdular: “Ben sizi kabirleri ziyaret etmekten men etmiştim. Bundan sonra kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü şüphesiz kabirlerin ziyareti, dünyayı küçümsetir ve ahireti hatırlatır.” (İbni Mace, Cenaiz: 47.)
    Hz. Ali’den (r.a.) rivayetle, Rasulullah (s.a.v.) şöyle buyurdu: “Sizi kabirleri ziyaret etmekten menetmiştim. Artık kabirleri ziyaret ediniz. Çünkü kabirler size ahireti hatırlatırlar. Fakat fahiş (çirkin) konuşmayın! (İmam Ahmed, Ebu Yala)
    Abdullah bin Ebu Müleyke’nin rivayet ettiği şu hadis de caiz olduğunu gösterir:
    “Hz. Aişe (r.a.) bir gün mezarlıktan dönüyordu.
    “Ben ona, ‘Ey mü’minlerin annesi! Nereden geliyorsunuz?’ diye sordum.
    “Kardeşim Abdurrahman’ın mezarını ziyaretten geliyorum’ dedi.
    “Ben, ‘Rasulullah (s.a.v.) mezar ziyaretini yasaklamamış mıydı?’ diye sordum.
    “Evet, Rasulullah (s.a.v.) mezar ziyaretini yasakladı, ama daha sonra emretti’ buyurdu.” (Sünen-i İbn-i Mace Terceme ve Şerhi, 4: 439.)
    Rasulullah (s.a.v.)’in ilk zamanlarda kabir ziyaretini yasaklamasının sebebi: İslamiyet tevhid akidesini getirmiştir. İslamiyet’ten önce Arap yarımadasında putlara tapılıyor, kabirlere secde ediliyordu. Yahudiler ve hıristiyanlar da aziz saydıkları kimselerin kabirlerini ibadet yeri haline getirmişlerdi. İslam dinini yeni kabul etmiş olanlar bu alışkanlıklarını tekrarlar endişesiyle kabir ziyaretini yasaklamıştı. Daha sonraları bu sakınca kalkınca kabir ziyaretine izin verdi.
    Kabirde Kur’an okumak ise Hanefi mezhebine göre caizdir.
    Ziyaretçi, “Esselâmu aleykum dâre kavmin mu’minîn. Ve innâ inşâallah bi kum lâhikun.” der. Ve Yasin-i şerifi okur. Çünkü hadisi şerifte şöyle buyurulmuştur: “Her kim kabristana girer de Yasin suresini okursa, o gün Allah kabirlerdekilerin azablarını hafifletir. Okuyana, oradakilerin sayısınca sevap verilir.” Bahır. (İ. Abidin 3. Cilt, 502.- 503. Sh.)
    *Bir hadiste, “Her kim ihlas suresini on bir defa okur da sevabını ölülere bağışlarsa, kendisine ölülerin sayısınca ecir verilir.” buyurulmuştur. (Darekutni) (V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslam 3. Cilt, 90. Sh.) (İ. Abidin 3. Cilt, 502. Sh.)
    *Molla Aliyyü’l- Kari’nin Lübab şerhinde de şöyle denilmiştir: “Kur’an’dan kolayına geleni, Fatihayı, sure-i Bakaranın baş tarafını “muflihûn”a kadar; ayet-el-kursiyi, âmenerrasûluyu, Yasini, Tebareke, Tekasur surelerini ve İhlası oniki veya onbir, yahud yedi veya üç defa okur. Bundan sonra, “Ya Rabbi! Okuduğumuzun sevabını fulana veya burada yatanlara ulaştır!” diye dua eder.” (İ. Abidin 3. Cilt, 503. Sh.)
    Şafiilerin müteehhirin ulemasının beyanına göre, meyyit huzurunda ise okunan Kur’an ona ulaşır. Keza hemen Kur’an’ın arkasından dua ederse gaip bile olsa dua ulaşır. Murad, meyyitin, Kur’an’dan istifadesidir. Sevabın hasıl olması değildir. Bize gelince: meyyite ulaşan bizzat sevaptır. (İ. Abidin 3. Cilt, 504. Sh.)
    *İbn Hacer Mekki’ye “Bir kimse bütün kabristandakiler için bir fatiha okusa, sevabı onlara taksim edilir mi yoksa her birine bütün birer fatiha sevabı mı verilir?” diye sorulmuş da “Ulemadan bir cemaat ikinci ile (bütün birer fatiha sevabı ile) fetva vermişlerdir. Fadıl ve keremin bolluğuna yaraşanda budur.” cevabını vermiştir. (İ. Abidin 3. Cilt, 505. Sh.)

Bir Cevap Yazın